16 Haziran 2013 Pazar

Peri Masali

Masallarda hep okuruz. Bir prenses vardir o hep kurtarilmayi bekler, biri cam tabuttan, digeri bir kuleden, bir digeri uvey annesinden kurtarilmak icin gunleri sayar... Prensesler zor sartlarda yasarlar hep. Onlari kurtaran da hep prenstir. Peki ne zamandan beri bir prens tarafindan kurtarilmayi beklemiyor prensesler. Ne zamandan beri artik bir prense ihtiyaclari yok?



Pamuk prenses camdan tabutunda baygin bir sekilde yatarken bogazina kacan elmayi tukurup soluklandiktan sonra cam tabuttan kimsenin yardimi olmadan cikti, cucelere artik ev islerini yapmak istemedigini soyledi veee sehre mi tasindi?
Ya kulkedisi (cindirella) ne zamandan beri artik prensin evlerine getirdigi ayakkabiyi denemek istemiyor?
Sizce uyuyan guzel artik sadece uyuyup prensini beklemiyor mu? Ogrenmesi gereken bilgisayar programlari, 20lik kizlara karsi sahip olmasi gereken bir is deneyimi varken kim sarayda uyuyarak gunlerini harcar ki?
Beyler; kabul edin ya da etmeyin. Modern kadin artik hayatini kurtarmasi icin bir prens beklemiyor. O hayati kendisi guzel hale getiriyor. Ekonomik ozgurlugu ve tabii ki kariyeri ile o hayati olusturuyor, istediginde renklendiriyor. Cocuk da kariyer de yapiyor.Bir prense odaklanarak yasamini surdurmuyor. Ozgurlugunu zar zor elde eden modern kadin, bir sure icin de olsa tadini cikarmak istiyor. 
Ama su da var ki bir adam bize gelip bizden hoslandigini soylese buuum inaniyoruz ya da inanmak istiyoruz. Evli bir adamin karisindan bosanip bekar olan kadinla evlenecegine, baglanma sorunlari oldugunu soyleyip sizinle cikmayan bir adamin bunu ciddi bir iliskiye bir gun donusturebilecegine, bir defa aldatan adamin bir daha asla aldatmayacagina, yani akillandigina inaniyoruz. Ya da arkadaslarimiz tarafindan  inandiriliyoruz. Cunku arkadaslarimiz genellikle biz uzulmeyelim diye ya gercegi en optimist haliyle bize sunarlar ya da gercegi tamamen rafa kaldirip yalan soylerler. Hatta bunu yapmakla kalmazlar/kalmayiz.Bu konu hakkinda bazi masallari efsaneleri hikayeleri uretiriz. Arkadasimin arkadasi asla evlenmek istemeyen bir adamla 7 yil birlikte yasiyordu ve bir anda baglanma sorununu cozdu ve evlendiler tarzinda olan hikayeleri, masallari birbirimize anlatiriz.
Kadinlar aska olan inanclarini guclendirmek icin birbirlerini cogunlukla yalan soylerler. Bu yalanlar bazen oyle haller alir ki masallara donusur(arkadasimin arkadasi bir hata yapip karisini aldatti, bir sure ayri yasadilar, sonra ders aldi ve bir daha asla aldatmadi, sonsuza dek mutlu yasadilar; arkadasimin arkadasi gercek aski new yorkta tatildeyken buldu ve sonsuza dek mutlu yasadilar; arkadasimin arkadasi eski sevgilisiyle baristi ve sonsuza dek mutlu yasadilar vs.) Masallar yayilirlar. Biz de zaten inanmak istedigimiz icin buna inaniriz. Bu, ilk bulusmanin sonunda ya da isler biraz daha ilerlemisken seni ariycam diyen adamin telefon numarimizi kaybettigine birbirimizi inandirmamiz gibidir. Bir gun o adamla tekrar karsilasicagimiza adamin telefon numaramizi kaybettigini soyleyecegine, baglanma sorunlarini asacagina ve dogru adam olacagina inaniriz. Cunku inanmak isteriz!!!!!!!!
Iste! Tum sorun burada baslar. Neden biz kadinlar birilerinin sadece yanlis adam oldugunu, bizden hoslanmadigini, masallarin olmadigini ya da sadece askin modern zamanda artik pek/hic olmadigini direkt kabullenmek yerine birbirimize masal yaratmayi tercih ederiz???

Modern zaman kadinlari kurtarilmayi beklemiyor gibi gorunmesine ragmen aslinda icinde bir yerlerde uvey annesinin evindeki zavalli kulkedisini canli mi tutuyor? Hepimiz prens ile prensesin sonsuza dek mutlu yasadigina inanmiyor gibi yapsak da aslinda sadece bu umutla mi yasiyoruz? Hepimiz iliskilerin sihirli degnekle duzelecegine mi inaniyoruz?

Modern zaman kadinlari, artik gece 12de herseyin eski haline donmesine, kiyafetlerinin eskimesine, arabanin balkabagina, atlarin farelere donusmesine tahammul edemiyorlar mi? Belki de artik daha fazlasini istedikleri icin romantizme inanmiyorlar. 
Hepimizin icinde daha kucuk bir kizken icimize islenen romantizm, secilme, kurtarilma guduleri hala mevcut mu? Yoksa modern kadin artik prensin balosuna gitmeyi gururuna yediremeyip kendi balolarinda mi prens seciyorlar?
SIZCEEEE kadinlar secilmek ve kurtarilmak uzerine 3 yasindan itibaren PROGRAMLANIYOR mu???
Eskiden insanlar kafalarindaki sorularin yanitlarini aramak icin efsanelere sarilmislar. Nasil buraya geldik neden variz dogadaki tum bu olaylari kim yonetir iyiligin odulu kotulugun cezasi var midir gibi sorulara yanit bulmak icin herseye bir tanri ve tanrica icat edip (su tanrisi doga tanrisi savas tanrisi kotuluk tanrisi gibi...) onlarla ilgili oykuler yazmislar, resimler cizmisler.Biz kadinlar da 21. yuzyilda askin hala var oldugunu kanitlamak icin arkadaslarimiza ve herseyden onemlisi kendimize masallar mi yaziyoruz? Yoksa romantizm gercekten var mi? Belki de herkesin bu masallara kulak vermeye ihtiyaci vardir. Ic dunyamizdaki kocaman duygusal boslugu doldurmak bazilari icin belki de sadece aska inanmakla mumkundur.

Aska inancimizi kuvvetlendirmek icin erkegin kadini buldugu pek cok hikaye de yazilmis. Hepsi prensesin yani kadinin kurtarilmasi, korunmasi, mutlu olmasi ile bitmis. Aska inanmamiz icin pek cok siir, sarki, turku yazilmis. Acaba bunlarin hepsi romantizm cevresinde donen kocamaaan bir palavralar bulutu olabilir mi ya da sadece eskiden ask dedigimiz sey bugun tukenmis midir?

 Iliskiler degisir, karsinizdaki insanlar degisir, siz degisemezsiniz. Bu yuzden onemli iliskilerinizden ayrilma bicimleriniz, hayatinizdaki donemeclerde olan, size birseyler katan, oylesine olmayan hani bir iliskilerim listesi yaptiginizda saydiginiz (sadece fiziksel olmayan duygusal da olan) iliskileriniz de cogunlukla birbirine benzer. YANI KENDINI TEKRAR EDER. Aslinda hepimiz kendi kisir dongumuzu yasariz.
Ve maalesef kadin erkek iliskilerinde hatalarimizi tekrarlamaya da lanetlenmisizdir(iliskilerde kisir dongu teorim!) Ne kadar optimist bakmaya calisirsaniz calisin aslinda gecmisteki iliskilerinizi dusundugunuzde yaptiginiz hatalarin hep ayni oldugunu gorursunuz.

O yuzden de bazi masallar uretiriz ve bunlari hizlica yayariz. Aldatan bir adamin bir daha aldatmadigi, once biten bir iliskinin benzer sebeplerden bir daha asla bitmedigi, sonsuza dek mutlu yasadiklari gibi...

Exten next olmaz sozu eski bir iliskinin tekrarlanmamasi gerektigini cunku zaten biten bir iliskideki adamla bir daha asla mutlu olunamayacagini anlatir. Cunku sebepler aynidir, ayni sebeplerden ayni adamla bir daha bir daha bir daha ayrilirsiniz. Ama biz o gecmisimizden, gecmisteki hatalardan ve ayriliklardan sonra  tekrar tekrar bugunumuze aldigimiz adamla gercekten mutlu olmak istedigimizden kendimize kac tane yalan soyleriz?

Belki de kabul etmemiz gereken sey; Prens ile prensesin mutlu sonu yasadiktan sonra bir ayriligin da gelebilecegi, ya da taaaaaaaa masalin basinda Pamuk Prensesin cucelerin evini temizlemekten, onlarin yemegini her gun pisirmekten biktigindan onlari terk edip yoluna devam edebilecegidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder