26 Ağustos 2013 Pazartesi

Bu aralar enlerim...

Cok da umurumda dicen ama bu aralarki enlerimi anlatayim dedim :)
1. en sevdigim sarkıcılar: alanis morisette. Ozellikle oughta know sarkisi cok guzel, aciyi en iyi anlatan sarkilardan. Muthis bir gaz veriyor hem de! Feminist yapiyor insani. Beyonce de sarkiyi cok guzel yorumlamis (mutlaka dinle!)
Does she know how you told me you'd hold me
Until you died, till you died
But you're still alive
diyip lafi koyan sarki :)
 Onun disinda Alanisin hemen hemen her sarkisi bagirarak soylenesi. 
Pretty Reckless a da bayiliyorum sonra. Taylor Momsen in bir gossip girl kizindan rock yildizina donusumunu gozlemleyip hatta before/after yaptigimizda oldukca sasirsak da ben bu halini de sevdim.
En sevdigimden baslayarak siralarsak you, just tonight, you make me wanna die, zombie, under the water, miss nothing sarkilari super. You sarkisini digerlerine gore basit kalsa da benim en cok sevdigim sarki; cunku yavas ritmiyle hem dinlendiriyor, hem de dinleyeni kolayca sarkinin moduna sokuyor. You make me wanna die ise sozlerini ezberledigim diger bir pretty reckless sarkisi. Klibinde kadin cinselligi kullanilarak dikkat cekilmeye calisilsa da klibi olmadan da sarkinin dikkat ceken ve etkileyici bir ritmi var.
Bir diger en sevdigim sarkici ise 27 yasinda ingilteredeki evinde olu bulunan, sansasyonel hayati, uyusturucu ve alkol bagimliligiyla gundemden dusmeyen ama benim kabarik siyah saclari, kendine ozgu stili, dovmeleri ve 5 grammy siyle hatirlamayi tercih ettigim Amy Winehouse. En cok da you know i am no good ve back to black sarkilarini severim. Hele back to black in klibindeki biten bir iliski icin duzenlenen siyah-beyaz cekimdeki cenaze kurgusu oldukca yaratici.


 2. en sevdigim aktor: Johnny Depp (kadinlarin yuzde yetmisinin banko cevabi bu! Karayip Korsanlarinda o seytan carpmis haliyle tatli olabilecek kac kisi vardir?)

 3. en sevdigim film: he is just not that into u (erkeklerin acikca soyledikleri seyleri kadinlarin, evirip, cevirip yorum yaptiklarini anlatan film. Her kadin izlemeli, her kadin diger kadinlara izlettirmeli! Oyuncu kadrosu muthis. Bi de ben romantik-komedi seviyorum. Eger siz de benim gibiyseniz aha da size tekrar tekrar izlenebilecek bir film. Eger ilk randevudan sonra sizi aramayan cocugu aramaya niyetlendiyseniz, once bu filmi izleyin. Asagidaki karede oldugu gibi, filmin size tavsiyesi dont call him he doesnt like you da olabilir :)  )






 4. en sevdigim moda tasarimcisi: alexander mcqueen (yaratici adamlar neden intihar ederler?)


 5. en sevdigim cizgi film: sirinler


 6. en sevdigim super kahraman: superman


 7. en sevdigim renk:nerede olduguna bagli :)


 8. en sevdigim araba markasi: arabalardan hic anlamam kiii :(


 9. en sevdigim kitap: sevimli kucuk yalancilar serisi, duygu asena kitaplari, ustun dokmenin kucuk seyleri


 10. en sevdigim yazar: duygu asena


 11. en sevdigim hayvan: kelebek (yaratim mucizesi) 


12. en sevdigim tatil yeri:didim 

 13. en sevdigim ulke: ingiltere


 14. en sevdigim sehir: izmir


 15. en sevdigim spor: yoga, yuzme, voleybol (yoga ile yuzme birbirlerine cok benziyorlar; cunku ikisi de rahatlayor ve ikisinin de temelinde nefes var, ikisi de ilgilenini mutlu etmek uzere kurulmuslar)


 16. en sevdigim telefon: telefonlardan hic anlamam :( (daha dogrusu teknolojiden hic anlamam; hicbir sosyal ag kullanmiyorum, telefonum da lale devrinden kalma) Sosyal aglari kullansam belki hayatimda bir yeri olur telefonlarin ama su an benim icin sadece mesajlasmak ve aramak, aranmak amacindaki bir alete nicin para dokmeliyim?


 17. en sevdigim bilgisayar oyunu: pc oyunlariyla uzaktan yakindan bir ilgim olmamakla beraber playstation 2de the bouncer bana iyi gelmekte :) Robot doverek rahatliyorum, tum stresimi atiyorum. Ve kotu mikado grubunun en seksi, en cirkef, en guclu kadinlarindan echidnanin tarzina bayiliyorum :)


 18. en sevdigim dergi: cosmopolitan (hadiiii inkar etmeyin, siz de seviyosunuz :) )


 19. en sevdigim yemek: pizza (yaninda patates ve kola da olabilir mi? :) )

 
20.en sevdigim diziler: coupling, friends,sex and the city, pretty little liars,how i met your mother...
Dikkat ettim de simdi hep bir arkadas grubunun basrolu paylastigi dizileri seviyorum.
 How i met your mother in atasi friends diyorlar. Gercekten bircok benzerlik bulabilirsiniz. Ama Friends daha komik, daha sicak, daha samimi. Ayrica Friendste tek en sevilen karakter durumu yok. Monicanin temizlik takintisi, rachelin sosyetik halleri, phoebenin tuhafliklari, rossun dinazor takintisi, chandlerin.... chandlerin her seyi ve joeyin capkinliklari... Oysa how i met your motheri goturen karakter barney stinsondur ve himym izleyicilerinin yuzde doksani ona asiktir. O yuzden henuz ikisini de izlemediyseniz himym ile baslayin cunku friendsten sonra sizi hicbir dizi kesmeyecektir.
Aslinda sozluklerde okuduguma gore friendsin de atasi seinfeldmis. Onu izlemek henuz kismet olmadi. Ama seinfeld sevenler friends sevmez; friends sevenler seinfeld sevmez diye bir sehir efsanesi de dolasmakta. Bakicaz artik :) Ikisinin de bastan baslayarak tekrar tekrar bitiren hayranlari mevcut.
Ben seinfeld yerine onun biraz daha gunumuze yakin olani, friends benzeri couplingi izliyorum su siralar. Okudugum yorumlara gore jeff en sevilen karakter (benim de!). Couplingin friendsten en onemli farki tamamen kadin-erkek iliskileri uzerine kurulu olmasi ve bununla ilgili esprilerin donmesi.
Pretty Little Liars ise izledigim dizilerden en farklisi (ayrica 7 kitabini bitirdigim bir hikaye). Bir gizem dizisi... Ama icinde moda da var ask da polisiye de... Ayrica hicbir karakter mukemmel degil. Senaryoyu etkileyici kilan da bu anti-mukemmellik hali bence.
Sex and the city i cok anlattim onceki yazilarda o yuzden anlatmiciiiim :)


21.en sevdigim sair/siir: nazim hikmet/ mavi gozlu dev
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
                       bahçesinde ebruliii
                                 hanımeli
                                              açan bir ev.

22.en sevdigim sarki: my favourite game/the cardigans
Klipteki dovmeli, rockci, kirmizi arabali, ozgur sarisin temasi oldukca tuttu vakti zamaninda. Ayrica sarki muthis bence!
 

23.Haa bu arada en seksi buldugum adamin Gokhan Ozoguz olmasi ilginc mi?

11 Ağustos 2013 Pazar

Lika a Boy

Iliskilerde kadinlarin erkek gibi olmasi fikri... Seni seviyorum diyip aramalarina cevap vermeme, sevistikten sonra ben bi ara seni ararim deme, seks odakli dusunme, hayatinda birkac kisiyi bulundurma ya da hayatinda cok ozel biri varken birilerini yedekleme (erkeklerin unlu kiz telefonlari listesi), mesajlarina gec cevap verme, baglanma ile ilgili problemleri oldugunu soyleme, gercek bir iliski fikrinden korkma...Gercekten sex and the city samanthasi gibi olabilir miyiz? Bu bir kadin icin duygularina ket vurmak anlamina mi gelir? Yoksa poligami erkekler kadar kadinlarin dogasinda da olan birsey midir? Kimileri poligaminin insan dogasinda oldugunu ifade eder. Kimileriyse bazi kisilerin poligamiyi bazen cidden acimasiz olabilen hayatla basetmek icin bir yol olarak sectigini soyler. Her poligamik iliski icimizdeki yarayi kapatmak yerine daha mi kanatir? Yoksa poligami tum bu O kisiyi arama karmasasindan kurtulmanin tek yolu mudur?
Erkeklerin cogu tum bu cokeslilik olayinin onlarin biyolojisine gore tasarlandigini, kadinlara gore olmadigini soylerler.
21. yuzyilda modern kadin icin degisen en onemli seylerden biri de bu sanirim. Artik erkekler gibi davranabiliyoruz!
Bu arada bir not dusmem lazim.  Resimler Ciara nin Like a Boy klibinden  :) Yaziyi en iyi anlatacak sarki oldugunu dusunuyorum, yaziyi da sarkiyi dinlerken yazdim zaten.
Wish we could switch up the roles
And I could be that...
Tell you I love you
But when you call I never get back :)



Bir gun oldukca guzel olan bir arkadasim, arkadasinin tanistirdigi bir kisiyle konusmayi kabul etti. Arkadasi, onu sadece konusmalari icin tanistirmisti ama dusunuldugu gibi olmadi, konusmalari arkadasligin otesine gecmeye basladi ve cikiyoruz startini bir hafta icinde aldilar. Oldukca hizli baslayan bir iliski oldugu icin ben ve cevremdeki tum insanlar onun icin korktuk. Hizli baslayan iliskilerin hizli bittigi (bruno mars ne demiiis easy come easy gooo :) ) bilinen bir sey cunkuuu...


Guzel arkadasim ayni zamanda cekici ve zekiydi de (Sevdiginiz insanlari guzel gordugumuz de bir gercek).Tanistirdiklari cocuk ise her ne kadar kibar olsa da gorunus olarak pek hos degildi (arkadaslari olarak biz salagin teki oldugunu dusunuyorduk). Bu tam bir modern zaman Guzel ve Cirkin hikayesiydi (Beauty and Beast, 1991 yapimi Disney animasyon filmi). Gerci o hikaye mutlu sonla bitmisti.. Sanirim?
Ailelerle tanisilir, yuzuk takma asamasina gelmisken (4. ayin sonu) delikanlinin eski sevgilisi ortaya cikar, oglanin akli ona gider ve bunu ogrenen arkadasim ondan ayrilir. Cocuk bir an icin eski sevgilisinin kafasini karistirdigini soyler ve ozur diler. Cok sancili bir sure sonunda (bir ay kadar) ozurler dilenir, karsilikli aglanir ve barisilir.

Hersey eskisi gibi olmaya baslamistir. Iliskileri tekrar muhtesem gitmeye baslar. Beraber gelecek planlari bile yapilir. Iliskilerin bu kadar hizli baslayip bittigi bir cagda kim kimle gelecek plani yapar ki?
Beraber film izlerken, kola arti popcorn yaptiklari anlardan birinde erkek/erkekler neden ayrilmak ister?
A. Aniden mukemmellikten daral geldiginin fark edilmesi
B. Kafasini karistiran kizin tekrar ortaya cikmasi (erkeklerin kafasi karismaya biraz hazir mi nee)
C. En basindan beri ilk terk edilmenin intikamiydi.
D. Diger (bu sikki isaretleyenler bana anlatabilir mi?)

Bunlari bana bir gun bizde kaldigi iki kisilik pijama partilerimizden birindeyken anlatti.
Ben de kimsenin ona 21. yuzyilda iliskilerin nasil bittigini anlatmadigini fark ettim.Yasadigimiz tam anlamiyla masumiyetsizlik cagi. Unutulmaz asklar yok, iki saat suren kahvaltilar yok(cunku hicbir faaliyet icin uzun zaman ayirmiyoruz, zevk almak, tuketmek ve hemen gecmek istiyoruz) ve bence biri modern kadina romantizmi hatirlatmali. Uzun kahvaltilar yerine patates cipsini-adi uzerinde fast food (hizli yemek) tercih ettigimiz, birini unutmak icin yas donemi yerine yeni birini bulma cozumunu buldugumuz cagda  birisi gercekten aklimizi basimizdan alip bizi yavaslatabilir mi? (Bu arada denedim, gordum: Yas tutmak yerine yeni birisini bulmak gercekten ise yarar bir cozum :D ) 

Cag degistikce ve 2000 sayisinin son iki rakami hizla degisirken insanin egosunun da buyudugunu dusunen bir tek ben miyim? Birini hemen unutmak istememizin nedeni kendimizi (egomuzu) yas ve acidan korumak degil mi? Iliskileri zamani zevkleri ve insanlari neden tuketmek istiyoruz?
Cevrenizdeki kadinlara bakin. Bu kadinlari taniyoruz ve gercekten mukemmel olduklari konusunda hemfikiriz. Louis Vuitton canta alirken (ya da cakmasini :) ) paraya kiyarlar,paraya kiymak icin gercekten cok calisirlar, yeni sac stilleri icin kuaforlerine danisirlar ve basarililar... Ama facebookta iliski durumlarini gizlerler cunku iliskileri yoktur. Ve bu kadinlarin hepsi kendileri icin mukemmel birini bekliyorlar. Oyle acikca beklemiyorlar tabii, hepsinin kendi hayatlari var. Ama gizliden gizliye su cam tabuttan biri bizi cikarabilir mi, diye dusunuyorlar. Cunku etraflarindaki yedi cucelerden artik biktilar.

Bu kadinlarin hemen hemen hepsi yeni bir iliski icin tamamen hazirken ve bu kadinlar gercekten
muhtesemken , etrafta neden hic yeni bir iliskiye hazir ve mukemmel erkek yok? Konu; iliskilerde erkek gibi olmaya gelmisken belki de secenekleri az olan kadinlar erkek gibi davranma luksleri olmadigini dusunuyorlardir.
Bu iliskilerde secen tarafi erkek mi yapar? Yoksa modern zaman kadini dusunuldugunden fazla mi secici? (Cevrenizde hayatinda en az 5 erkegi reddetmemis bir kadin taniyor musunuz?)
Acaba bakimli ve basarili kadin erkeklerin tehdit olarak algiladigi birsey midir? Bu adamlari elde etmek isteyen kadinlar cenelerini kapali tutup, basarilarini gizleyip, onlerine bakip aptal kiz rolu mu oynamalilar? Sizce iliskiler artik tamamen karsilikli rol yapilan bir satranca mi donusmus durumda?
Romantizm icin zaman ayiramamak bu cagin insanlari icin duygusal bir bosluk mu? Yoksa zaman kaybetmemek yeni insanlar tanimak icin bir kazanim mi?

 Arkadastan Ote (Friends with Benefits) ve No Strings Attached (Baglanmak Yok) filmleriyle beraber romantik komedi filmlerinde de yeni bir kol acildi: Duygusalligin tamamen rafa kalktigi iliskiler!
 Iki insanin asla duygularini karistirmadan birseyler yasamasi mumkun mudur? Fuck buddy denilen yeni iliski turunu cok gec olmadan incelemeye baslamali miyiz? Yoksa her fiziksel aktivite biraz da olsa duygu barindirir mi?
Acaba gayler tum bu romantizm isinde bizden cok daha iyi mi olmaya basladilar?Tanidigi kadinlari metalastirmayan, asiri duygusal, hassas ve romantik son topluluk homoseksueller mi?????????? 

Cevrenizde iliskilerine duygularini karistirmayan kadinlar mi erkekler mi diye sorarsam buyuk ihtimalle bana erkekler diye yanit verirsiniz. Ama bunun degismeye basladigini hissetmiyor musunuz? Dunya tarihinde ilk defa kadinlarin da erkekler kadar parasi ve gucu var. Ve ilk kez bu denli sahip olduklari gucu de sonuna kadar kullaniyorlar. Aslinda bir bakima erkekler icin tehdit olusturuyorlar! Guclu kadinlar her yerde. Isyerinizde, karsi sokaktaki kesinlikle sizin evinizden daha gosterisli olan o evde, gecen hafta sizi terk eden kizin icinde bir yerlerde... 
Ve bu guclu kadinlar da uce ayriliyor:
1. Dogru kisiyi (bazilari ruh esi de diyor) bekleyenler
2. Dogru kisiyi ararken eglenenler ya da ruh esinin birden fazla oldugunu dusunenler
3. Dogru kisi  tamamen masal, eglenmemize bakalim diyenler

3. kategori gercekten hizla buyuyor mu? Modern kadin gercek aski aramaktan umudunu tamamen keserek, ruh esi olayinin sadece kadinin ozgurlugunu kisitlamak icin erkekler tarafindan uydurulan birsey oldugunu dusunerek; tamamen guce odaklanip erkeklerin elindeki cinsel, ekonomik ve neredeyse her alandaki ozgurluge mi gozunu dikti?



Size istedigi zaman ulasabilen, ama siz istediginizde ulasamadiginiz erkek en tehlikelisidir. Kadinlarda kotu cocugu sevme icgudusu oldugundan bu adamlara cidden umut baglanilir (lostta sawyer, two and a half man de charlie, sex and the city de mr big...) Aramalariniza cevap vermezler, ama sizi cok begendigini soylerler. Maalesef gecmis iliskilerinize baktiginizda en cok takinti yaptiginiz kisinin bu adam oldugunu soylersiniz.
Iste! Cok yaygin olan bu erkek turunun kadin versiyonlari yavasca turerken sizce bu erkeklerin yaptigi gibi (size karsi hisleri oldugu soyleyip aramalariniza cevap vermeyen, bir iltifat edip 3 ay kendini gizleyen vs) iliskilerimize gercekten duygularimizi karistirmayabilir miyiz?




Kadinlarin duygularini kontrol eden beyinlerinin sag bolumunun daha cok calistigi bir gercek ama Iliskilerde duygusal taraf artik erkek olabilir mi?
Kim bilir belki de 21. yuzyildaki iliskilerde  romantik muzikler esliginde telefon bekleyen tarafin erkek oldugunu gormek mumkundur!