29 Ocak 2014 Çarşamba

Romantizm

Romantizm istiyorum... Cok hem de! Gece gunduz mesajlasmak istiyorum, wilkinson un afterglows klibindeki gibi birseyler yasamak istiyorum, sayilar olsun istiyorum parmakla sayamayacagimiz hayatimizda (izlemediyseniz izleyin).Kac kere guldugumuzu, kac kere mesaj attigimizi, kac kere optugumu sayamayayim oyle cok olsun ki. Aslinda herkesin romantizme ihtiyaci var bence! Herkes o kadar yalniz ki. Tamam feromonlar var, cekilip itiliyoruz birbirimize, kokulara duyarli hayvanlariz hikayesi dogru az cok, bilim diyor nihayetinde ... Ama sadece bu degil ya bence, daha fazlasi var, duygular var herseyden once.Saf romantizme cok ihtiyaci olan varliklariz, elele tutusmaya, seni seviyorum demeye, severek sevismeye ihtiyacimiz var.

Romantizm korkutucu bircok kisi icin. Riski var cunku! Asik olursan aci cekme riskin...
Devrinde Nietzche, Rilke, Freud gibi unlu dusunurlerin kalbini calan kadin Lou Andreas Salome demis ki: uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Lou Andreas Salome, erkekleri sadece kendi kisisel gelisimi icin kullanmis, kadin dusmani yaptigi Nietzche icin onu hic optum mu hatirlamiyorum demis ,50 yasindayken Freud u tavlamis, kendinden 15 yas kucuk Rilkei de...
Yine de  tam bir evlilik karsiti olan Lounun tum siirleri romantik... Cok cok basarili degil, cok carpmiyor sizi belki ama hepsi cok romantik.Seytanin ta kendisi olan bu kadina inanip romantizme kendimizi birakmak akillica mi bilmiyorum. Ama ben aci cekmemek icin baglanmayalim diye sartlandirdigim, ilk gunden nasil bitecegini dusundugum iliskilerden bunaldim, 21. yuzyil insani da yavastan bir romantizme gecis yapiyor ya da yapacak bence. Inaniyoruz yaa aska hepimiz. Kurtarilma icgudusu var masallardan kalan cocuklugumuzdaki cunku. Prens gelecek kurtaracak bizi olayi var tabii. Aynisi erkekler icin de gecerli! Onlar da kurtariyorlar prensesi ama kurtarirken kurtariyorlar kendilerini de siradan hayatlarindan ve mutlu oluyorlar nihayetinde. Benim anlamlandiramadim su:ask var belki ama ister feromon deyin ister libido, ilk goruste ask yok. Yok cunku ask goruntuyle alakali degil ki! Oyleyse; romantizm de mum isigi, elele sohbet, iyi yemek degil ... Goruntude degil, kalpte cunku. Hamburger yerken de romantizm olur pekala. Gunduz terli terli kosarken de... Onun farketmedigi bakisinizda romantizm.
Ben gunumuzde cok hizli giden her iliski icin bir hatirlatma notu olarak yazdim bunu. Buzdolabinizin ustune asmaniz icin! Koca yaziyi asmaniza gerek yok. Post itlerinizden birini de bunun icin ayirip buyuk harflerle ROMANTIZM yazin. Ha bi de hizli giden iliskiler romantik midir konusu apayri tabii. Onu da baska bir yazida ele alabiliriz bence.

15 Aralık 2013 Pazar

MESAJLASMANIN KURALLARI

Hanimlar, konu hoslandiginiz kisiyle mesajlasmaya geldiginde basparmaklarinizin sizin kontrolunuz disinda calismasina izin vermeyin! Adi uzerinde SMS (Short Message Service) onu uzatmaya calismanin manasi yok!
Bendeniz konu mesajlasmak olunca hem cok hizli hem de cok gevezeyim (iletisim burcu ikizler!).
Ama gizemli, kontrollu ve yavas olmayi kisa zamanda ogrendim. Iste simdi benim super etkili onerilerim!

1.Cevap vermek icin bekleyin!

Beklemek guzel bir sey degil! Kimse icin oldugunu sanmiyorum... Ben beklemekten nefret ediyorum! Herkes ediyor! Ama sabirli olmak maalesef hayatimizin bircok doneminde zorunluluk duydugumuz bir sey.Benim en cok hosuma giden sey aninda cevap yazmak! Bir digeri ise uzun, zekice oldugunu dusundugum (!), esprili mesajlar yazmak, bol smiley kullanmak! Coupling, Friends ya da How i met your mother i acin ve kac dakika kaldigina bakin. Boylece kendinize koydugunuz sureden once mesaj atmayin! Ya da bir diger fikir: Mesaji yazin ama gondermeyin! Kendinizi hic kontrol edemediginiz durumlarda ise telefonunuzu kapayin!

2.Kisa tutun!

50-100 arasinda en sevdiginiz rakami aklinizda tutun!
Tuttunuz mu?
Tamaaam, artik bu sizin mesajlasma sayiniz. Nasil yani? Soyle, atiyorum 77 tuttunuz, artik hicbir mesajinizda 77 karakterin uzerine cikmayacaksiniz (yasakliyoruuuum! Iyiligin icin valla :D) Ben insanlarla konusmayi seviyorum! Gercekten cok seviyorum! Bu yuzden bu madde benim icin cok zor. En son izledigim filmi, cilt problemlerimi, Doga Cafede arkadaslarimla konustugum her konuyu, oyuncak bebek sekilli kupelerimi, dun gece dinledigim sarkiyi anlatmak istiyorum! Kisa tuuuuut! Geveze!

Uzun mesajlarla daral getiren bir iliskinin/flortlesmenin sonu yukaridaki gibi olabilir :(

3.Soru sormuyorsa cevap verme!

Dun aksam Caramio yedim!
Al iste, cevap vermedi.
Eger bir erkek size Blue Jean in yeni sayisini aldigini soyluyorsa cevap vermeyin!
Yani kural su: Soru sormuyorsa cevap vermeyin!
Konusma sizin sorularinizdan olusuyorsa, cevap vermeyin.
-Gunun nasildi?
-Iyiydi, maci kazandigimiz icin sevindim.
-Ben de cok sevindim.Ama yorgunum, o yuzden uyudum, yuzmeye gittim, tv izledim falan...
Bunu yazinca size cevap verdi mi? Hayir! Eger bir erkek size gununuzun nasil gectigini sormak istiyorsa sorar, eger cikma teklif etmek istiyorsa eder, sizinle konusmaya devam etmek istiyorsa bunu yapar,tv de ne izlediginizi sormak istiyorsa bunu sorar! Biz kizlar surekli erkeklerin ne kast ettigini bulmaya calisiyoruz. Cunku biz boyleyiz, komplikelik, karisikliklar, imalar, sonuc cikarmalar, ustu kapali laflar, erkeklere bunu yapiyoruz! Oysa onlarin kast ettikleri soyledikleri!

4.Evet/Hayir/Tamam/Anladim

Eger bir mesaj yazdiginizda cevap olarak bunlari aliyorsaniz bu aranizdaki iletisim icin ciddi buyuk bir engel! Ve maalesef bazi insanlar bulusunca konusuruz olarak dusunebiliyorlar veya konusmak istemiyorlar! Hicbir erkek uzun uzun mesaj yazmak istemez. Ama birini etkilemek istediklerinde zaten kendileri gibi davranmiyorlar. Oyleyse sizi etkilemeye calisacaktir. Eger sizden hoslanmiyorsa onu konusturmaya devam etmeye zorlamanin amaci ne ki?

EKSTRALAR

O sormadikca gec cevaplamanizin nedenini aciklamayin, aciklasaniz bile bunu daha sonraya birakin. O an icin gereken cevabi verin.
Kisa cevap yazin. Karakter sayisini aklinizdan tutmak ya da onu belirlemek zorsa olcuyu onun mesaj uzunlugu alabilirsiniz. Her zaman ondan daha kisa yazin!
Cikma teklifini ya da bir seyler icme, sinemaya gitme tekliflerini hemen kabul etmeyin! Beyaz atli prens bekleee geliyorum, omrum boyunca seni bekledim imaji vermeyin. Sakin olun!

 


2013/2014 Sonbahar Kis Trendleri (1)

2013/2014 sonbahar kis trendleri hakkindaki yazi dizime basliyorum!
Tamam biliyorum, ben dunyadaki en kotu bloggerim. Bu yaziyi cook daha onceden yazmaliydim. Ama yetistiremedim, napiim :)
4 maddelik cok acil girisi yaparak basliyorum:

1.Kedi gozu makyaji

Nasil yapildigini buradan ogrenebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=TZb2Nu0wQ7A
Siyah ve kalin eyeliner cekemeyen birileri hala yasiyor muuu?

2.Kahverengi ruj

Konuya makyajdan girmisken oradan devam edelim. Bir diger trend de kahverengi ruj! Ayy Friends dizisindeki kizlar gibi! (Monicayi hatirladiniz mi? :) )

3.Deri etek

Dünyaca ünlü markalarin sanbahar-kış kreasyonlarında en cok olan parcalardan biri de deri etek! Iyi yonu:Vucudunuza giden bir model sectiyseniz sizi dunyanin en seksi kadini yapabilir! Kotu yonu:Kombinlemesi zor. Basit durabilme ihtimali var. Ben en cok siyah olanlari ve can sekilli olanlari sevdim :)

4.Kobalt mavisi:

 Paris Moda Haftasi nda one cikan renklerin basinda kobalt mavisi yer aliyor! Ten rengi, gecen yazin gozdesi mint yesili ve bordoyla guzel kombinler yapabilirsiniz. Ustelik makyaj ve ojelerinizde de kobalt mavisi yine iddiali ve hos bir tercih olabilir.
 
Devam edicek....
 

10 Aralık 2013 Salı

TURKIYEDE KAFASI KARISIK A-H-L-A-K


Oyle bir ulke ki burasi ne yaptiginiz ne konustugunuz ne dusundugunuz degil; nasil gorundugunuz, bireyselliginiz, mahreminiz onemli. Oyle onyargilar var ki onumuzde silip atilmasi asla mumkun olmayan...

Egitim dedigini kiyafetle esitleyen, ozel yasaminin en gizli yerine kadar karisilan, en mahrem koselerinin arastirildigi herkesin birbirinin hayatini yargiladigi. Yargilamalara boyun egsen kendine olan saygini, egmesen sayginligini, toplumdaki prestijini kaybedersin.

Ozel hayatinda ne yasadigindan, yuzundeki makyaja, eteginin boyuna, hayatinin nasil gittigine karisilir. Ne yaptigin, nasil giydigin ahlakina korkmadan esitlenir. Her turlu dusuncen, hayatin yok sayilir. Seni mutsuz eden bircok sey, daha da mutsuz eder... Hayatini zehreder. 

Cinselligin bu kadar bastirildigi ulkede huzurlu yasamak mumkun mu? Tecavuzler, tacizler artar. Insanlarin birbirinin hayatina, yasam tarzina, kiyafetine karismasi da bu yuzden. Sen sort giyersin, etek giyersin karsindaki seks gorur cunku bastirmistir onu hayatinin bu donemine kadar, aslinda senle alakasi yok, nereye baksa onu gorur ama sen kendini suclamalisin! Aaaa olur mu ne de olsa kadinsin! Neden toplum baskisi yoktur Avrupada Amerikada hic dusundunuz mu? Niye onlarda yok? Cunku onlar sen birsey giydiginde seks gormezler, cunku bastirmazlar, yasarlar, kiyafettir onlar icin sadece o. Ama bizim icin sadece kumas parcalari degil, bircok sey!

Toplumsal normlarimiz muthis riyakar bir kere! Muthis! Erkeklerin bu kadar kendini kadinlardan ustun gordugu baska bir toplum var mi bilmiyorum. Erkek olsam sirf egom tatmin olsun, kadinlardan nasil ustunum, nasil fazla fazla haklarim var diye gider Turkiyede yasarim!

Kadinin adi yok demis Duygu Asena. Adi degil, K si bile yok bence. Korkuyorlar iste kadinin guclenmesinden. Onlar kadar ozgur olmasindan. Erkeklere saglanan rahatligin bize saglanmasindan, kadinin motivasyonu dolayisiyla artan kadinin basarisindan...

Sokaga cik mesela, etek giyersin, arkandan bakarlar. Buraya kadar bilinen hikaye! Peki kadinda midir suc? Suc, bakanda mi bakilanda mi? Aaaa hic suc onda olur mu? O, erkek! Istediginden tahrik olur, istedigine bakar, istedigine dokunur!I-hi tabii. O kadar kabullenmisiz ki toplum olarak erkegin istedigini yapmasini bir kadini kiyafetlerinden dolayi uyarirken (boyle bir sey mumkun bu toplumda, uyarmak! hmm) bak basina bir sey gelir diyebiliyoruz. Halla halla! Ben kendimi duzelteyim yani oyle mi o duzeltmesin! Suc bende tabii, nasil gorememisim (!)Turban, uzun etek, bol pantolon her yere girer; mini etek, sort bir yere giremez!


Bir diger ahlak ahlayisimizdaki derin paradoks su bence!Bir erkekle bir kadin birseyler yasarlar. Kadin direkt fahise olur ama erkege milli denir. Kadinin hayati kararir. Toplumsal baski oyle kotu birseydir ki birseyler yasadiginiz erkek, sizin ondan ayrilmanizi sindiremedigi icin ya da hmm sadece cani istedigi icin bunu herkeslere anlatir, cunku zayif bir erkegin, ergen karakterli birinin yapabilecegi tek sey budur! Kadinin hayati kararir.  Baska kadinlar da onu yargilar, sirf erkekler degil. Bir kadin baska bir kadinin en buyuk dusmani olur zamanla. Ama durun bir dakika! Kadin istemezse, kendini suclu gormezse de hayati ellerinden alinir mi? Alinamaz bence. Kadin dik durduktan sonra. .. Daha once de belirttigim gibi bir kadini sokak ortasinda dov, bir sey olmaz; o kadinla opus, o kadina dokun kiyamet kopar! Yani toplum olarak kadinin dovulmesine degil, sevilmesine karsiyiz. Daha gecen aylarda iki gencin opusmesi uzerine Ankara metrosunda Sayin yolcularimiz lutfen ahlak kurallarina uyunuz anonsu yapilmadi mi? Tabii eylem falan duzenlendi ama bence bu riyakar toplumsal normlarimizi ortaya koydu zaten... Ha bir de opusme eyleme duzenlendi. Opusme eylemine tepki buyudu. Ak Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısınin imzasıyla sosyal medyada “Kurtuluş Metroda Ahlaksızlığa Hayır” kampanyası başlattılar. Opusenlerden birkaci bicaklandi. Sizce hangisi ahlaksizlik? Bicaklayan mi opusen mi? Bir insanin yaptigi zorbalik mi ahlaksizlik, bir insanin digerini sevmesi, onu opmesi mi?

Cinsellikle ilgili hersey o kadar tabu ki ulkemizde! Kadinlarin adlarinin cikmasi diye bir olay var mesela! Birisi sizin hakkinizda bir dedikodu cikarirsa bir gun ya da cikarmissa dik durun, dik yuruyun, yapmak istediklerinizi yapmaya devam edin, hayatiniza, bireyselliginize kimsenin mudahale etmesine izin vermeyin. Cunku bundan utanmasi gereken, o! En mahreminizi baskalarina anlatabilecek kadar dusmus olan, bunla prim yapmak isteyecek kadar kendini alcaltan o! Siz degilsiniz.

Tabii Turkiye zor ulke bir yanda dogunun hafiften mistik, ama aslinda karanlik ve sessiz zenginligi; diger yanda Batinin hani o hep ulasmak istedigimiz medeniyetler seviyesi, ozgurlugu, ozgurlugunun yaydigi isiklar...

Batinin isigi vurmus olabilir bize ama uzerimizde hala dogunun golgesi var! Dogunun golgesi de uzerimizden, beynimizdeki orumcek aglari tamamen temizlenmedikce kalkmaz. Golge gitmezse de ozgurlugun isiginin o tatli sicakligini hissedemeyiz.

Dolayisiyla toplumsal baskilara boyun egip, biz de o yargilayan, kendilerine riyakar bir ahlak duzeni kuran insanlardan olacagimiza; baskalarina ahlakin gercekte ne oldugunu ne olmadigini anlatmali, ozellikle kadinlara erkekten geride kalabilmeyi ozgurluklerini haklarinin cok daha kisitli olmasini  nasil kabul ettigini sormaliyiz.

Zira erkeklere gore yasamimizi ayarlarsak ohooo... Erkek zaten gormek istedigini gorur, gormek istedigini isterse kara carsafta isterse mini etekte gorecektir. Bu, onun dusunce yapisindaki problem, toplumun cinsellige olan acligi, bastirilmis duygulari; sizin probleminiz olmak zorunda degil!

Ha bi de... Soylemeyi unutmustum! Okullarda din kulturu ve ahlak bilgisi dersi var ya... Anayasamizda Tc nin dini Islamdir diye bir madde yok ki, isteyen istedigine inaniyor, o zaman bir dini neden zorunlu ders olarak goruyoruz, neden bir din inanilmak icin dayatiliyor? Dinle ilgili genel bir kulture sahip olmak tabii ki onemli, ama tum dinler anlatilsa, cocuk kendi dinine kendisi karar verse olmaz mi? Bu ulkenin yuzde 90i Musluman falan degil, kimliklerde sayimlarda her neyse oyle gecmesi turkiyede sadece ateist oldugu icin ise alinmayan insanlar oldugu gerceginden...Ha bir de dersin adinda sanki din ile ahlaki bagdastiriyormus gibi.... Ne yani? Dinsizler ahlaksiz mi?!

Velhasil ahlak konusunda kafasi acayip karismis bir milletiz. Disiplinde etek boyundan kinama cezasi veriliyor mesela okullarda, erkeklerin saclari sakallari fora, karisan eden yok! Neden? O erkek istedigini yapar! Velilere bir telefon aciliyor, alo kiziniz orospu oldu. Bunlari yazarken guluyorum su an ama aglanacak halimize yani! Oyle seyler soyleniyor ki Allah da bizim belamizi versin! Bir kiz askilinin uzerine ceket giyiyor mesela, dekolte yok yani, dekolte ona denmiyor . Ki giyedebilir. Sana ne bana ne kime ne! Neler neler deniyor. Genclerin beyinleri pislige bulastiriliyor, sonra mini etek giyen kadini kotu gormeyen zihniyet bekleniyor. Ben ileri goruslu oldugum icin falan degil, sadece Turkiyedeki liselere ortaokullara bakarak ulkenin 20 yil sonrasini soyleyebilirim!

O kadar korkutuluyoruz ki goruslerimizi ifade etmek icin, ben bunlari soylerken de yazarken de cekiniyorum!  Madem her seyden tahrik oluyoruz, ayirsinlar bari de karma egitim olmasin (ki bu zaten cemaat kokenli bazi dersanelerin yaptigi bir uygulama). Kizli erkekli okumayalim da o zaman!
Merak ediyorum da... Acaba bu yaziyi yazarken vaktimi bosuna mi harciyorum? Bu zihniyeti degistirebilecek bir sihirli degnegim yok cunku, sadece kalemim var. Ve kalemim herkul degil, bunlari degistirebilecek kadar guclu degil sonucta! Yine de polyannacilik oynayip yazdim bunlari, umarim birilerinin bakis acisini kucucuk de olsa degistirebilmisimdir.

 

28 Kasım 2013 Perşembe

The First Time

Uzun sure yalniz kaldiginizda guven veren birilerine ihtiyaciniz olabiliyor. Hani aramizdaki ciddi birseyler basliyoruz 1 2 3 basladiiik! diyen biri degil. Ya da su okulun en populer cocugu, guvenilmez, bad boy tarzinda biri, ya da is yerinin, arkadas cevrenizin kazanova tiplerinden biri degil, gercekten iyi, saf ve maalesef biz kizlarin donup bakmayacagi birine ihtiyacimiz olabiliyor. (RELATIONSHIPS sozluk: Iyi cocuk: kisa sureli iliskiler icin ideal ama her zaman motosikletli, sizi her an birakabilme ihtimali olan ve diger kizlara da pas veren, kirli sakalli tip icin terk edilen biri). Hersey hallolacak, ben senin yanindayim diyen ya da demeyen size bunu hissettiren. Baba sefkatiyle yaklasan, uzulme diyen, aglarken sizi teselli eden, iyi opusmenin degil, omzuna basini koymalarin adami...Adina iliski, ask, hoslanma demek zorunda degilsiniz, ya da diyip hissetmeyebilirsiniz :) Cunku birseyleri bitiremeyecekseniz baslamamaniz daha iyi. Ve en onemlisi de  yeni bir iliskiye baslamak zor ve cesaret isteyen bir sey! Seni ne hayatima almak istiyorum ne de hayatimdan cikarmak demek istiyoruz ama diyemeyiz cunku seni yedeklicem ben, istedigimde donerim tadinda geliyo kulaga :D
Uzun sureli iliskilerden sonra gelen guclu ayriliklardan ya da tamam, artik kimseyi istemiyorum demelerden sonra size iyi gelecek birileri! Belki arkadaslarinizin bu kiz yalniz basina kafayi yiyecek ya da sonu bakirkoy akil hastanesi olacak dememeleri icin buldugunuz biri. Bitki caylariyla kafayi bulmaya basladiginiz, uykunuzu kontrol etmek icin bir sut bir kahve ictiginiz, gelen kutunuzu doldurup size kafayi takan cocugun (iyykk) size hos gorunmeye basladigi, arkadaslariniz size birilerini buldugunda ona dair saydigi sadece iyi ozellikler aklinizda kalmaya basladigi donemde karsiniza cikan biri! Kendiliginden... Evrenin size sizi oyalamasi icin gonderdigi biri de olabilir pekala. Ya da belki degil, kim bizim hakkimizda donen planlari cikacak firsatlari yeterince biliyor ki! Kader her dakika yeni surprizler hazirliyor.Bir taksiye bindiniz ama oncekine binseydiniz bambaska olacakti, okuldan/isten 5 dk erken ciksaydiniz goruseceginiz kisiler, baslayabilecek iliskiler, firsatlar, bize sunulan bunca secenek, cogunda bilmeden sectiklerimiz...Hayat, biz planlar yaparken basimiza gelen seylerdir lafi cok dogru o yuzden.Birseyler yasadiginizda ya da ardi ardina yanlis seyler yaptiginizda, birseyler ters gittiginde, yogun hayalkirikliklarinda kendi kontrolumuzu elimize almak zor belki ama yalnizliga alisinca da onu birakmasi zor gelebiliyor... Yalniz olmak paylasmayi en aza indiren bir durum, paylasmayinca da paylasasi gelmiyor insanin bir sure sonra: duygularini, hislerini, gununun nasil gectigini...

Iste o sirada karsimiza cikan birisi ne derece yararli bir iliski baslatabilir ki? Yalniz oldugumuzda tam tersini soylesek de cogu zaman ihtiyac duydugumuz metroda kollarinda uyuyup sirf orada kalmak icin son duraga kadar gidebileceginiz, sahildeki kayaliklara oturup beraber kahve icebileceginiz, beraber cok salakca seylere gulebileceginiz, yaninda ozgur olabileceginiz, daral gelmeden cidden konusabileceginiz birisi  degil midir? Uzun zaman, tum bu yeni iliskiler icin acik oldugunuz donemde, bulustugunuz kisileri dusunun!!! Bir bulusmada muhabbet acabilmek cidden zor. Kafa yapinizin uyacagi, sinir olmayacaginiz, salak bulmayacaginiz birilerini bulmakta acayip zorlaniyoruz! Sonra no more dating dedigimiz donemde puufff karsimiza birisi cikiyor. Ve o oyle degil. Onunla konusabiliyorsunuz, hatta surekli onunla konusmak istiyorsunuz, o yaninda salakca davranabildiginiz, sizi elinizden tutup sahildeki kayaliga oturttuktan sonra kahvenizi ve suflenizi veren biri! Oysa siz kendinizi oldukca duygusuz hissediyorsunuz. Bu... normal mi?

The First Time i izleyince aklima bunlar geldi. Buyuk ihtimalle filmde anlatilanlar bunlar degildi. Ama ben kendi hayatima yormaya ve size oturup filmi anlatmaktansa kendi hayatimda olup bitenlerle, kendi duygularimla ozdeslestirmeye calistim!
Filmde de konusu gecen lisedeyken 20-30lu yaslarinda birileriyle cikmak sorunsali! Ronny gercekten bana ciktigim birini hatirlatti. Gercekten bazen aklimizdaki kisilikleri begendigimiz bedenlere koyup buna hoslanmak diyoruz!!!
Anlatilanlar seyler hic yabanci degil, esas kizin disarida opusememekten duydugu utangaclik (filmin sonunda bunu yeniyor :) ), ilk seferlerin verdigi bu muydu?! hissi. Bir yandan cevremizde her sey degisirken, buyurken, buyumeye adapte olusumuz, bunca kargasa... Bu kargasadan bizi uyandiracak birileri... Hoop bulduk! Ama bunun bir seylere donusmesi gerekli mi?
Bazi insanlar oyle kalmali ki, ne tamamen icinde hayatimin, ne de tamamen disinda. Onlarin yeri tam cizginin ustu olmali!
Hazir olmadigimiz zamanlarda karsimiza cikan, bizim icin ozel olabilecek insanlara duydugumuz kayitsizlik, evrenin bize verdigi buna hazir degilsin mesaji mi, yoksa bize gonderilen isareti tam anlamiyla anlayamamamiz mi?



Not: Bu yazida anlattiklarini anlamak istiyorum  diyorsaniz, The First Time filmini once izlemeniz gerekli.. Cunku ben bu filmi izledikten sonra, bende yarattigi duygulari yazmaya calistim... Dolayisiyla okudugunuz kesinlikle bir film elestirisi degildi! Daha cok benim yeni bir iliskiye baslayip baslamamakta duydugum kararsizlik, hissizlik ile izledigim filmin bagdastirilmaya calisilmasi, kotu, mix yapilmis hali. Aslinda The First Time, sadece, benim hayatimla kiyaslarsak daha az komik ama cok daha  romantik bir teenage filmi :) Tavsiye ederim.

28 Ekim 2013 Pazartesi

Seffaf Dosyalar

Elimden tutsan yalnizligimi goreceksin,
Kalbime dokunsan guvensizligimi,
Trafik isiklarini 3 kez kontrol etmeyi, kaldirimdan yurumeyi ogrendim ben...
Kontrolumu kaybedemem...
Yatagim toplu, aklimdakiler bile klasorludur her zaman
Kaybolursun seffaf dosyalarinda yalnizligimin.
Daglardan ucurumlara atlayamam cok zevkli olsa da,
Kosturamam sokak ortasinda ter icinde,
Kontrolu elimde hissetmeliyim, gucumu kalbimde...
Iliskilerim eglenmek uzerinedir, bastan soylerim;
Ben sadece poligami ornegiyim bilirsin, bildigin halde seversin,
Sorgularsan mutlulugumu gorursun kocaman bir huzun...
Paylasamam kalbimi kimseyle,
Eger paylasirsam bir ayna gorursun kendine donuk ve kocaman;
O aynada kendini gorursun, goruntu kaybolur benim merhametimle,sonra orada beni gorursun...
Sana cevrilmis kalbimdeki milyonlarca aynada,
Kendini gordugunu sanirsin, mutlu olursun
Ama aslinda beni gorursun.
Kalbimden yansiyan ne senin ellerin ne senin dudaklarin...
Kalbimden yansiyan sadece benim gecici mutluluklarim!

Gozlerine hapsetme zamani
Keyfi cikmaz
Derin derin gideceksin
Hissedeceksin
Suya dokundugunda ellerin parlayacak damla damla
Mavilikler akacak goz bebeklerinden
Yurudugunde hissedeceksin topragi, hatta dibini goreceksin, ciceklerin yetistigini hissedeceksin
Yasli amcalar seninle konustugu icin mutlu olacaksin
Mutluluktan ucacaksin insan yigini icinde
Adimlarinda canlilik olacak
Sevdiginde kalbinin carpintisini da vucudundaki teri de hissedeceksin
Aldatirsan aglayarak opeceksin diger dudaklari,
Aldatilirsan baskasini operek aglayacaksin
Derinine yasayacaksin her duyguyu
Uzerine birkac satir karalayabileceksin...
Bir kalp kirarsan kendini affettirmek icin toza bulanmayi da
Kalbini kirani kosulsuz affetmeyi de ogreneceksin...
Istemedigin her duyguyu tadacaksin
Yasamak icin bittiklerini de...
Tabii once sevmeyi ogrenmelisin
Cunku sevmeyi sevmediginde buyuyeceksin


22 Ekim 2013 Salı

Disiplin

Okuldaki kiyafet kurallari... Dar pantolon yasak, tayt yasak, kisa etek yasak, askili yasak, hersey yasak! Ama (!) serbest kiyafet... Formali okullarda da hersey yasak! En acisi da kiyafet kurallarinin kiz ogrenciler uzerinden uygulanmasi.
Neden turkiye olarak bu kiyafet meselelerini asamadigimizi anlayamiyorum hala. Avrupa da boyle bir sey yok. Ustelik turban giriyor mini etek giremiyor okullara. Komik! Egitim bunlarla olmaz ki... Sorumluluk, durustluk gibi degerlerle olur. Kiyafetle, makyajla, kisacasi dis gorunusle ilgili herhangi bir seyle egitim olmaz... Etegi kisa olanin akli kisa degildir, akli derslere de egitime de, vermek istediginiz tum degerlere calisir. Kiyafet yasaklarinin sadece kiz ogrenciler uzerinden olmasi da apayri bir konu! Erkeklerin sacina sakalina karisilmiyor, kizlarin ise giydigi pantolona bile karisiliyor (dar mi bol mu vucut hatlari belli oluyor mu?) Kadinlar uzerindeki psikolojik siddetin ne zaman bitecegini bilmiyorum. Kolunu ort, bacagini ort, kafani ort, ceneni kapa... Sonu gelmeyen sinirlamalar, sonu yok. Askili yasak, sort yasak, kisa etek yasak ama turban serbest!
Hangi Avrupa ulkesinde var bu Allah askina?
Sadece temiz, saf, yikanmak icin cok musait beyinlere kisa etegin gunah, turbanin mubah oldugunu isleme cabasi. Kisa etege hoca kizarsa bilsinler ki digerleri bu gunahtir, kotudur ve onu giyen kadinlara da kotu bakilmalidir. Iste bu yuzden mini etekli kadina kotu bakan, cahil bir zihniyet 20 yil sonra da olucak Turkiye de.
Hatta ve hatta ogretmenler ogrencilere kisa etekle cinsel obje olacagini ifade ediyorsa... Onu giyme, bunu giyme, burani ort, surani ort, erkek bakarsa tahrik olur her yanini ort. Bu konuyla ilgili hayli feminist fikirlere yer verip yazimi tamamlayabilirdim, ama daha fazlasini yazmaya sinirlerim musaade etmiyor, siz anladiniz bence :)